Gider Vergileri Genel Tebliği Seri No:

Türev Ürünlerin Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Yönünden Vergilendirilmesine İlişkin Açıklamaların Yer Aldığı Gider Vergileri Genel Tebliğ Taslağı Hazırlandı.

 

22 Kasım 2011

 

Maliye Bakanlığından:

GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ

SERİ NO:

 

Türev ürünlerin banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) yönünden vergilendirilmesine ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

 

A- Yasal Mevzuat

 

Banka ve sigorta muameleleri vergisinin konusu ve vergiyi doğuran olayı düzenleyen 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun[1] 6009 sayılı Kanunla[2] değişik 28 inci maddesinde;

 

“Banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa[3] göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.

 

Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım – satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dahil) da banka muameleleri vergisine tabidir.

 

90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar bu Kanunun uygulanmasında banker sayılırlar.” hükümleri yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun “İstisnalar” başlıklı 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının 6009 sayılı Kanun ile değişik (p) bendinde, arbitraj muameleleri ile Türkiye’de kurulu borsalarda gerçekleştirilen vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerine ilişkin muameleler ve bu muameleler sonucu lehe alınan paralar BSMV’den istisna edilmiştir.

 

Söz konusu Kanunun mükellefi belirleyen 30 uncu maddesine göre BSMVyi banka ve bankerlerle sigorta şirketleri öder.

 

Kanunun 31 inci maddesinde, BSMV matrahının kural olarak 28 inci maddede yazılı paraların tutarı (lehe alınan para) olduğu, ancak kambiyo alım ve satım muamelelerinde matrahın kambiyo satışlarının tutarı olduğu belirtilmiştir.

 

Kanunun 33 üncü maddesinde ise, BSMV oranının kambiyo işlemlerinde binde bir, diğer işlemlerde %15 olduğu; ancak Bakanlar Kurulunun bu oranı bankalar arası mevduat muameleleri, bankalar ile 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan aracı kurumlar arasındaki borsa para piyasası muameleleri ve diğer banka ve sigorta muameleleri için ayrı ayrı veya birlikte % 1’e, kambiyo muamelelerinde ise sıfıra kadar indirmeye ve yukarıdaki oranları aşmayacak şekilde yeniden tespit etmeye yetkili olduğu belirtilmiştir.

 

Bu maddenin verdiği yetkiye dayanarak Bakanlar Kurulu;

 

– Bankalar arası mevduat muameleleri sonucu lehe alınan paralara ilişkin BSMV oranını 98/11591 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı[4] ile 1/9/1998’den itibaren %1’e,

 

Kambiyo muamelelerinde satış tutarına ilişkin BSMV oranını 2008/13459 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı[5] ile 1/5/2008’den itibaren sıfıra,

 

– Genel BSMV oranını (Bakanlar Kurulu Kararı ile oranı farklı olarak belirlenmemiş diğer tüm işlemler için) 2/9/1998’den geçerli olmak üzere 98/11591 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %5’e indirmiştir.

 

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, BSMV’de vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi için bir muamele yapılması ve bu muamele sonucu lehe para kalması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Dolayısıyla BSMV’de her işlem tek başına bağımsız olarak dikkate alınmakta ve o işlem sonucu lehe alınan para vergilendirilmektedir. Diğer bir deyişle, bir işlem neticesinde gelir elde edilmemişse (lehe para kalmamışsa) BSMV’ye tabi bir matrah da bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak, BSMV’ye tabi her işlem tek başına ele alınmakta, işlem sonucunda lehe para kalmışsa BSMV doğmakta, kalmamışsa veya zarar edilmişse doğmamaktadır. Vergilemede işlem esas alındığından, vergiye tabi matrah bulunurken, bir işlemden elde edilen gelirden, başka bir işlemden elde edilen zarar düşülememektedir. Bu durumun, işlemden elde edilen gelirin hesabında, işlem maliyetlerinin dikkate alınmasına engel olmadığı tabiidir.

 

B- Kambiyo Muameleleri

 

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinin (h) bendinde döviz (kambiyo); efektif dâhil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev’i hesap, belge ve vasıtalar olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla, kambiyo olarak değerlendirilen söz konusu hesap, belge ve vasıtaların ana unsur olduğu işlemlerin kambiyo işlemi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

Bu kapsamda, dövizin TL veya döviz ile değişimini öngören ve bir tarafa alım, diğer tarafa da satış hakkı/yükümlülüğü veren vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinde; sözleşme vadesinde söz konusu sözleşme yükümlülüklerinin fiziki olarak yerine getirilmesi (sözleşmenin fiziki teslim ile sonuçlanması), yani kambiyo işleminin ana unsur olması durumunda, bu işlemin kambiyo muamelesi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, sözleşmenin vade tarihinde tarafların sözleşme karını hesaplayıp ödemek suretiyle sözleşmeyi sonlandırmaları halinde, sözleşmenin ana işlem olarak kabulü gerektiğinden, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin nakdi uzlaşı ile sonuçlanmasının kambiyo muamelesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

 

6802 sayılı Kanunun 31 inci maddesi uyarınca, kambiyo alım ve satım muamelelerinde döviz satışı ile birlikte vergiyi doğuran olay gerçekleşmekte ve döviz satış tutarının tamamı vergiye tabi bulunmaktadır. Ancak, 2008/13459 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, 1/5/2008 tarihinden itibaren döviz satış işlemlerinde BSMV oranı sıfır olarak uygulanmaktadır.

 

Bu nedenle, fiziki teslimatla sonuçlanan döviz/TL ve döviz/döviz vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri neticesindeki kambiyo işlemlerinde BSMV oranı sıfır olarak uygulanacaktır. Öte yandan, söz konusu sözleşmelerin nakdi uzlaşı ile sonuçlanması durumunda ise, sözleşme karının hesaplanması ve bu kar üzerinden %5 oranında BSMV hesaplanması gerekmektedir.

 

C- Arbitraj Muameleleri

 

Arbitraj, herhangi bir menkul kıymetin, dövizin veya malın eş zamanlı olarak bir piyasadan alınıp diğer bir piyasada satılarak, aynı kıymetlerin birbiri ile değiştirilmesi sonucu risksiz bir şekilde kar edilmesi işlemi olup bu işlemler dolayısıyla lehe alınan paralar 6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (p) bendi uyarınca BSMV’den istisnadır.

 

Buna göre bir işlemin arbitraj işlemi olarak değerlendirilebilmesi için, aşağıdaki unsurları ihtiva etmesi gerekmektedir:

 

– İşleme konu kıymet, döviz veya mal aynı anda birden fazla piyasada alım satıma konu edilebilen bir ürün olmalıdır.

 

– Aynı ürünün farklı piyasalarda aynı anda farklı fiyatlardan alım satıma konu edilebilmesi gerekir.

 

– Ürünün eş zamanlı olarak düşük fiyatlı olduğu piyasadan alınıp, yüksek fiyatlı olduğu piyasada satılması suretiyle vadesiz ve risksiz gelir elde edilmesi gerekmektedir.

 

– Elde edilen gelirin kaynağı, aynı ürünün farklı piyasalardaki fiyat farklılığı olmalı, geleceğe, tahmineve riske dayanmamalıdır.

 

Banka, bankerve sigorta şirketlerinin yapmış oldukları arbitraj işlemleri sonucu lehlerine aldıkları paralar, 6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (p) bendi uyarınca BSMV’den istisnadır.

 

D- Vadeli İşlem ve Opsiyon Sözleşmelerinin Vergilendirilmesi

 

1- Genel Açıklama

 

Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmeliğin[6]Tanım ve Kısaltmalar” başlıklı 3 üncü maddesinde vadeli işlem sözleşmesi; belirli bir vadede, önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikte ekonomik veya finansal göstergeyi, sermaye piyasası aracını, malı, kıymetli madeni ve dövizi alma veya satma yükümlülüğü veren sözleşme olarak tanımlanmıştır.

 

Yönetmeliğin aynı maddesinde opsiyon sözleşmesi, opsiyonu alan tarafa belirli bir vadede veya belirli bir vadeye kadar önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikte ekonomik veya finansal göstergeyi, sermaye piyasası aracını, malı, kıymetli madeni ve dövizi alma veya satma hakkı veren, satan tarafı ise yükümlü kılan sözleşme olarak tanımlanmıştır.

 

Yukarıdaki tanımlardan da anlaşılacağı üzere gelecekte belirli bir fiyat, miktar ve nitelikteki kıymetin alım satım hakkını veren sözleşmeler yapılabilmekte ve bu sözleşmeler neticesinde gelir (lehe alınan para) elde edilebilmektedir.

 

Vadeli işlemlere future, forward ve swap sözleşmeleri, opsiyonlara ise opsiyon sözleşmeleri ve varantlar örnek olarak verilebilir.

 

Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri, BSMV açısından 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca menkul kıymet olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, banka, banker ve sigorta şirketleri tarafından vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin düzenlenmesi ve alım satımı nedeniyle lehe alınan paralar BSMV’nin konusuna girmektedir. Söz konusu sözleşmelerin korunma, spekülatif veya arbitraj amaçlı olarak düzenlenip düzenlenmemeleri BSMV açısından önem arz etmemektedir.

 

6802 sayılı Kanunun “İstisnalar” başlıklı 29 uncu maddesinin (p) bendinde 6009 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle yapılan değişiklikle, Türkiye’de kurulu borsalarda gerçekleştirilen vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerine ilişkin muameleler ve bu muameleler sonucu lehe alınan paralar BSMV’den istisna edilmiştir. Bu istisna uygulamasına ilişkin açıklamalara 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinin[7] “C- Türkiye’de Kurulu Borsalarda Yapılan Vadeli İşlem ve Opsiyon Sözleşmelerine İlişkin İşlemlerde BSMV İstisnası” başlıklı bölümünde yer verilmiştir.

 

Buna göre, Türkiye’de kurulu borsalarda yapılan opsiyon sözleşmelerinin alım satım işlemleri ile opsiyon hakkının satılması dolayısıyla lehe alınan paralar (opsiyon primi) istisna kapsamına girmektedir. Ancak, sözleşme işlemlerine ilişkin nakdi teminatların Takasbank’a yatırılması suretiyle lehe alınan paralar istisna kapsamına girmemekte olup, BSMV’ye tabi tutulmalıdır. Diğer taraftan, bankaların Takasbank nezdinde zorunlu olarak bulundurdukları teminat tutarlarının nemalandırılması karşılığında lehe aldıkları paralar, bankalar arası mevduat muameleleri sonucu lehe alınan para olarak 98/11591 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca %1 oranında BSMV’ye tabidir.

 

Öte yandan, yukarıda yer alan arbitraj tanımı ve unsurlarından da açıkça anlaşılacağı üzere, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin arbitraj kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Ancak, aynı vadeli işlem veya opsiyon sözleşmesinin eş zamanlı olarak düşük fiyatlı bir piyasadan alınıp yüksek fiyatlı diğer piyasada satılması işlemi arbitraj işlemi olduğundan, bu işlem sonucunda lehe alınan para 6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (p) bendiuyarınca BSMV’den istisna olacaktır.

 

Döviz/TL veya döviz/dövize dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin fiziki teslimatla sonuçlanması halinde, bu işlemler kambiyo işlemi olarak sıfır oranında BSMV’ye tabi olacaktır. Ancak, döviz satış tutarlarının 86 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinin[8] “B-Kambiyo İşlemlerinde BSMV Uygulaması” başlıklı bölümünde açıklandığı şekilde beyan edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, 83 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinde[9] de açıklandığı üzere, kambiyo satışında satış tutarı üzerinden hesaplanacak vergi dışında, ayrıca döviz alış kuru ve satış kuru arasındaki müspet fark üzerinden %5 oranında BSMV hesaplanmayacaktır.

 

Öte yandan, gerek döviz/TL gerekse döviz/döviz vadeli işlem sözleşmelerinin nakdi uzlaşma ile sonuçlanması halinde vadeli işlem sözleşmesi dolayısıyla lehe alınan paralar BSMV’ye tabi tutulacaktır.

 

Mevzuatın Devamı İçin Tıklayınız

 

Print Friendly, PDF & Email

Yorum KAPALI.

Tasarim & Sistem : Alomaliye & AbaciPark